Son iki yazımda Ving Çun içindeki bölünmeleri ele almış, kendimce gördüğüm hususları size aktarmaya devam etmiştim. Bu yazımı da aynı konuya ayırarak, mesele hakkındaki düşüncelerimi genel olarak sizlerle paylaşmış olmayı ümit ediyorum. Ving Çun içindeki bölünmelerin sebepleri arasına aşağıdaki hususları da ekleyebiliriz;
Kişisel Mücadeleler Nereye Kadar?
- Bölünmelerdeki bir diğer sebep de kişiler arasında yaşanan çekişmelerin artık tahammül sınırlarını zorlaması olarak görünmektedir. Her büyük organizasyon içerisinde kim daha başarılı şeklinde bir çekişme ister istemez yaşanabilmekte, çekişmede başa güreşen kişilerin zaman içerisinde araları açılabilmekte, bir birleri ile yaşanan çekişmenin neticesi olarak bazen birisi bazen de hepsi ayrılmak zorunda kalabilmektedir.
- Özellikle Avrupa’daki Türk ustalar arasında buna benzer durumlar yaşanmıştır. Bazı ustaların öne çıkan diğer ustanın ayağını kaydırmak amacıyla maalesef pek çok “Bizans” oyunu oynadığı bilinmektedir. Bu konuda şimdilik daha fazla bir şey yazmaya gerek bulunmamakla birlikte, zamanı gelirse ayrıca gündeme alınabilecek bir durumdur.
Bazen de Ayrılık Şartların Gereği Olabilmektedir
- Bazı ustalar ayrılmayı düşünmediği halde, gelişen şartlar ve yaşanan olaylar, bu ustaların zorla ayrılmalarına veya atılmalarına sebep olabilmektedir. Zorla ayrılmak zorunda kalınmasına örnek olarak Sayın Salih Avcı’nın EWTO’dan ayrılışı gösterilebilir. Bu çerçevede, Sayın Salih AVCI, yaşanan bazı olaylar neticesinde istemediği halde EWTO’dan ayrılmak zorunda kalmış ve WTEO adıyla kendi organizasyonunu kurmuştur.
- Ayrıca, organizasyon içerisinde telif hakkı ihlali nedeniyle EWTO’dan atıldığı açıklanan ustalar da bulunmaktadır ki bunlar da kendi isimleriyle kurdukları yeni organizasyonlarında ders vermeye devam etmektedirler.
- Bölünmelerin sebepleri bu kadarla sınırlı değildir ancak en önemli gördüğümüz sebepler bunlardır.
Peki Kan Gövdeyi Götürmekte midir?
- Ving Çun camiası içerisindeki bu kadar çok bölünme yaşanıyor olması ortalıkta kan gövdeyi götürüyor şeklinde algılanmamalıdır. Ving Çun bir aile sistemidir. Bugün ailenin çocuğu yarın büyüyerek ben de kendi ailemi kurmak istiyorum saikiyle ayrılmayı ve kendi ailesini kurmayı tercih etmesi çok büyük bir kayıp değildir.
- Elbette ataerkil ailenin çekirdek aileye göre pek çok faydası bulunmaktadır. Ancak çekirdek aileler, ataerkil aileye göre yönetmesi daha kolay olabilmekte, ataerkil aile içerisinde -mecburi ayrılıklar hariç- bir yere gelemeyeceğini anlayan veya ataerkil aileyi yönetme kapasitesine sahip olmayan ve kişisel komplekslerinin esiri olanlar, kendi küçük çekirdek ailesini kurmak isteyebilmektedirler.
- Böylesi bir düşünceyi büyük bir bedende olmanın ağırlığını taşıyamayınca küçük olmanın hafifliği ile idare etmeyi yeterli bulmak şeklinde izah edenler vardır.
- Sonuç olarak büyük bir aile içerisinde kalmanın da avantajları çoktur, küçük bir aile olmanın da kendine göre avantajları bulunmaktadır. Herkesin verdiği karar kendisince en doğru karar olduğu için tartışmaya açık değildir, bize de bu kararlara saygı duymak düşer. Önemli olan kendi küçük ailesini kurma kararıyla yola çıkan yeni aile babasının ailesini nereye götüreceği, aile bireylerine ne kazandıracağıdır.
Hangi Aile, Nasıl Bir Baba?
- Ving Çun hakkındaki güzel şeylerden birisi de, doğduğunuz ailenin sizin elinizde olmaması gibi bir şanssızlığın bulunmamasıdır. Herhangi bir Ving Çun ailesine katılmayı düşünen birey, o aile ve ailenin babası hakkında ciddi araştırma yapmalı, aile nereden gelmiş, nereye gidiyor iyi incelemelidir. Karar derinlemesine yapılacak incelemeden sonra verilmelidir ki; umulanın aksiyle karşılaşılmasın.
- İki farklı ailenin babasını incelerken, ayrılmış olduğu babası bir evladı hakkında ileri geri konuşmuyorsa; ancak, aynı baba kendisinden ayrılan başka bir evladı için neden hayırsız bir evlat olduğuna dair romanlar yazıyorsa, bu evlatları iyi değerlendirmek gerekir.
- Bazı ailelerin babaları alkol, uyuşturucu, kadın, şöhret ve eğlence peşinde koştuğu açık ve netsebu tip bir babanın ailesine ne kazandıracağı iyi irdelenmelidir. Herhangi bir kişinin özel yaşamı asla diğerini ilgilendirmez. Herkesin özel yaşamına saygı duyulmalıdır. Ancak, yine de bir kişiye SİFU yani BABA diyecekseniz onun özel yaşamını biraz göz önüne almak da fayda olabilir.
- Yine aynı şekilde, bir yanda farklı ülkelerin resmi kurumlarınca yaptığı çalışmalar kabul gören ve onurlandırılan bir baba, diğer yanda ise yaptığı bar-pavyon kavgaları ile öğünen başka bir baba varsa, hangi babanın evladı olmak istediğine karar verecek kişinin çok da düşünmesine gerek olmasa lazım.
- Bir baba evlatlarına “aman evladım bu silah kendinizi savunmak içindir, son çare olarak başvurulmalıdır, sakın gereksiz yerde kullanmayın” derken, başka bir baba seminerinde “var mı elliden fazla dövüşü olan delikanlı?” diye sorabiliyorsa, hangi babanın nasıl bir çocuk yetiştirme derdinde olduğu aşikardır.
- Bir baba yaşlandıkça tecrübelendikçe olgunlaşıyor, el elden üstündür, ben köyümün bile şampiyonu olmadım derken, diğeri herkes benden korkuyor, ben varya ben neler yaparım, çıksınlar önüme diye meydan okuyorsa kişi hangi babanın evladı olacağına karar verirken bunları göz önüne almalıdır.
- Bir baba düşünelim diğer bir baba için o da babadır, kendi ailesi vardır, saygı duyulur diyebilmekte ve ileri geri konuşan babayı kaale almamaktadır. Öte yandan, karşısında bir tarafta kaale alınmamayı kendisine yediremeyen, diğer taraftan da aylar önce hangi saatte nerede olacağı ilan edilen diğerinin yoluna çıkmayı hiç aklına getirmemekte, ama gelsinler de görsünler diyerek durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Bu durum aklıselim bir kişi için karar vermeye yetecek bir davranışı ortaya koyacaktır.
- Sonuç olarak herkes nasıl olmak istiyorsa ona göre bir usta seçecektir. O nedenle şu iyi usta bu kötü usta diye bir ayrıma gitmek yanlış olur. Herkesin ustası kendisi için en iyidir. Öğrenci kendisini nerde görmek istiyorsa, orada olan ustaya tabi olacaktır. Kişisel tercihlerdeki farklılıklar da ‘yin ve yang’ı oluşturacaktır. Ama her şey sadece ‘yin ve yang’dan ibaret de değildir. Siyah ve beyazın arasında daha pek çok gri tonu bulunmaktadır. Ving Çun ailelerinden birisine katılacak birey, herhangi bir babayı seçerek yola koyuluyorsa –yanlış babaya tabi oluyorsa bile- sorun görmemek gerekir. Sorun Ving Çun babası belli olmayanlardadır.
- Ving Çun’un parçalı gibi görünen yapısı bir zenginliktir. İyi ile kötünün ayrışmasının en güzel yoludur. Bazen yeni tohumlar miadını tamamlayan ağaçların genç ve gürbüz şekilde yeniden yeşermesi ve neslin devamı için çok büyük birer fırsattır. Bazen ayrışmalar, zamana daha iyi adaptasyon ve daha yenilikçi bir oluşumdur. Bu açılardan bakıldığında büyük aile içinde olmanın faydaları olduğu gibi, küçük aileye bölünmenin de faydaları bulunduğu görülecektir. Ümidimiz Türk gençliğinin en iyi şekilde yetişmesine katkı sağlayacak ailelerin devam etmesidir. Bunun için yeni nesil Ving Çun severler iyi inceleme yapmalı, iyi değerlendirmeli ve isabetli karar vermelidir.
- Ustalar açısında bakıldığında ise işine sarılıp, nezaket ve olgunluğunu koruyabilen ustalar, yeni küçük ailelerini zaman içinde büyüterek, nice başarılara imza atacaklar ve yükselen değer olacaklardır.
- Başarıyı daha fazla meydan okuma şeklinde algılayanlar ise neden her geçen gün kan kaybettiklerini anlayamadan zaten küçük olan ailelerini iyice dağıtırken, aslında büyük olduğu imajı vermek için bilmem kaç ülkede faal olduğu yalanlarıyla biraz daha gündemde kalmaya çalışacaklar, ama eninde sonunda gelecekten koparak tozlu tarih sayfaları arasında yerlerini almaya mahkum kalacaklardır.
Ving Çun hangi ustayla çalışılırsa çalışılsın güzeldir, güzel bir bahardır. Daha güzeli ise doğru usta ile çalışılan Ving Çun’dır.
- Ving Çun içinde yaşanan bölünmelere ilişkin yazımızı bu bölümle tamamlamış bulunuyoruz. Yeni yazımızda başka bir konu ile karşınızda olmak temennisi ile…