English   |   Türkçe
"Ving Çun denen şey" ve Resmiyet
Görüntülenme Sayısı: 127


Ocak 2013 ayında Siyahkuşak Web’deki Türk Baharı- Ving Çun köşesinde kaleme aldığım yazıya eleştirel bir yaklaşım sergileyen bir okuyucumun dile getirdiği Ving Çun ve resmiyet konusunu devam etmekte olan köşe yazım haricinde ayrıca ele almak gerekir diye düşündüm.


- Okuyucum iki cümleye derya gibi anlam yüklemiş ve düşüncesini kısa ifadelerle aktaramayan birisi olarak bu noktada hayranlık duymaktan kendimi alamadım. Ancak, duyduğum bu hayranlık sadece, az söze çok anlam yükleyebilme becerisine olup, sözün mahiyetinde hayranlık duyulabilecek bir husus yoktur.


- Öncelikle, “Ving Çun denen şey” ifadesinden başlamak gerekir. Ving Çun, geçmişi birkaç yüzyılı aşan ve dünya üzerinde doğrudan onbinlerce ve belki de dolaylı yollarla yüzbinleri aşan sayıda bireyin iştigal ettiği bir sportif etkinlik ve savunma sanatıdır. “Ving Çun denen şey”in ne olduğu konusunda daha geniş bilgi almak isterse okuyucuma tavsiye edilebilecek pek çok kaynak ismi ve web adresi verebilirim. Okuyucumuzun ifadelerinden Ving Çun’u beğenmediği ve küçümsediği sonucu çıkartılabilir ki; bu ancak kendisinin başka bir stille iştigal etmesi halinde mümkün olsa gerekir. Zira, meselelere vakıf birisinin eleştirisi ciddiye alınabilir, aksine sedanter birisini kaale almak ona gereğinden fazla değer vermek anlamına gelir. Umarım kendisi oturduğu yerden ahkam kesen birisi değil de başka bir branşa emek veren bir kişidir demek istiyorum. Ama burada da bir sorun var. Başka bir stille uğraşıyor ve bir diğer sanat hakkında bu kadar saygısız ifadelerde bulunabiliyorsa, böyle bir zihniyeti değiştirmek için tavsiye edilebilecek kaynak bulmanın zor olduğu kanaatindeyim. Umarım ben okuyucumun “Ving Çun denen şey” ifadesini yanlış anlamışımdır ve eğer böyle bir durum varsa kendisinden şimdiden özür dilerim. Ve yine umarım ki okuyucum konuya dikkat çekmek için bu tip bir ifade kullanmıştır.


- Herşeye rağmen, Ving Çun’un resmi olup olmadığı konusunu merak eden başkalarının da olabileceği düşüncesiyle bu konuya değinmenin faydalı olacağını düşünüyorum. Birinci olarak, resmiyet ne demektir? Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü “resmi” kelimesini “Devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılan, formel” şeklinde açıklamış. Yani, devlet bir konuda bir düzenleme yapmış ve kişiler/kurumlar da bu düzenlemelere uygun hareket ediyorsa yapılan eylem resmidir, resmiyeti vardır.


- Herhangi bir uzakdoğu sporundan bahsedildiğinde resmiyet denilince akla bu branşın belirli bir federasyon bünyesinde faaliyet gösterip göstermediği gelebilir. Sportif etkinlikler için bir spor federasyonu bünyesinde faaliyet gerçekleştirmek son derece uygundur. Ancak, konsepti tamamen gerçek hayatta karşılaşılabilecek durumlarda kuralsız bir savunma ve gerektiğinde saldırı öngören bir sanattan bunu beklemek makul değildir. Bu sanatları öğrenmek isteyenler, çok da madalyalar peşinde koşan, iki puan sen al belki üç puan da ben alırım diyen müsabık bir zihniyete sahip olan kişiler değil, kendimi ve sevdiklerimi korumayı öğrenirken aynı zamanda spor da yapayım diyen kişilerdir. Kısacası Ving Çun branşları halen Türkiye’de ve pekçok Avrupa ülkesinde herhangi bir federasyon bünyesinde faaliyet göstermemektedir. Bununla birlikte, kanunları gereği her türlü sportif sayılabilecek etkinliğin bir federasyon adıyla çalışma zorunluluğu bulunan ülkeler de vardır ve mesela Azerbaycan’da Avcı Wing Tsun bir federasyon olarak faaliyet göstermektedir.


- Federasyon ve resmiyet iki farklı kavramdır. Örneğin, herhangi bir hizmet sunmak için açılan bir müessese varsa ve bu müessese devletin koyduğu kurallar çerçevesinde faaliyet gösteriyorsa o müessese resmidir. Bir restoran resmi olarak faaliyet gösterir ama bağlı olması gereken bir federasyonu olmayabilir. Böylesi bir kurum bir federasyon bünyesinde olsa da resmidir, olmasa da resmidir. Kısacası resmiyet kriteri federasyon bünyesinde faaliyet göstermek değil, kanun koyucunun öngördüğü şekilde davranmaktır. Zamanında şahsi olarak açmış bulunduğum Ving Çun okulları da dahil olmak üzere bu okullar resmidir. Tüzel kişilik olarak faaliyet gösterdim, vergi levham oldu, kazandığım kadarının vergisini de verdim. Görüleceği üzere, Ving Çun resmi olarak öğretilebilen bir sanat hüviyeti taşımaktadır. Benim okulum ve diğer okullarda olduğu gibi, Ving Çun organizasyonları da tüzel kişiliklerdir. Örneğin, Türkiye’de faaliyet gösteren WTEO, EWTO veya EBMAS gibi organizasyonların hepsinin tüzel kişilikleri vardır ve bu çerçevede faaliyet göstermektedirler. Ancak, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde, bir ülkede faaliyet gösteren şirket özellikle çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması yapılmışsa, ikinci ülkede kazandığı paradan o ülkeye vergi vermesine gerek yoktur, asıl faaliyet gösterdiği ülkede vergi vermesi yeterlidir. Yani Almanya’nın, ABD’nin göbeğinde onbinlerce öğrenciye hitap eden ve yüzbinlerce Dolar veya Euro paranın döndüğü bir iş sektörü düşünün ve bunun resmi bir boyutu olmasın mümkün değildir.


- O zaman karşımıza bu organizasyonlar bizden kazanıp, dışarıda vergi veriyor diyenler de çıkabilir. Ona da şöyle cevap verebiliriz: Evet bu organizasyonların bazıları Türkiye’de kazandıklarının bir kısmının veya tamamının vergisini yurtdışında başka bir ülkeye ödüyor olabilirler. Bu durum uluslararası ticaretin bir gereği olup, Avrupa’da kazanıp Türkiye’de vergi veren şirket olduğu gibi, Türkiye’de kazanıp Avrupa’da vergi veren şirketlerin olması da normaldir, gayr-ı resmi bir durum sözkonusu değildir. Öte yandan, gerek SiFu Salih AVCI’nın, gerek diğer Sifuların Türkiye’ye ödeme ihtimalleri oldukları vergiden çok daha fazla miktarlara baliğ yatırımlar yaptıklarını bilen bir kişi olarak, bu konuda en ufak bir rahatsızlık duymanın gereksiz olduğunu bütün açık yürekliliğimle ifade edebilirim.


- Ving Çun organizasyonlarının neden federasyon olmak istemedikleri konusunda kendilerince geçerli sebepleri de bulunmaktadır. Sırf spor yapıyor görünüp devletten şöyle yardım koparalım, böyle destek alalım demeyen ve bu amaçla federasyon kurmaktansa kurmamayı tercih eden, Türk vatandaşlarının verdiği vergiyi kendileri için kullanmayan bu organizasyonları kendi yağları ile kavrulabildikleri ve pek çok federasyonun doğru dürüst aktivitesi olmadığı halde bu organizasyonlar büyümeye devam edebildikleri için yermek değil, takdir etmek gerekir. Buna ilaveten, bazı organizasyonların kendine bağlı yüzlerce okul sayısı ile pek çok ülkede faaliyet gösterdikleri düşünülürse, bu organizasyonların konfederasyon seviyesinde faaliyet gösterdikleri görülür. Bu büyüklükteki bir organizasyona neden federasyon değilsin demek onlara çok büyüksün biraz küçül gibi tamamen boş bir laf etmekten başka bir anlam ifade etmediğinin görüleceğini zannediyorum.


- Kısacası Ving Çun resmidir, resmi şekilde öğretilmektedir. Resmiyet sorunu yoktur.


- Hangi kriterlere göre faaliyet gösterildiği konusuna gelince; ayrı birer tüzel kişilik olan her bir Ving Çun organizasyonunun kendilerini bağlayan kuralları ve düzenlemeleri vardır, bu kurallar çerçevesinde hareket ederler. Kriterleri tartışmak ise bu organizasyonlara üye olanların hakkıdır. Nasıl ki ben bir restoranın hangi yemeği hangi tabakta servis etmesine müdahale edemiyorsam, saat kaçta açıp kaçta kapatacağına karışamıyorsam kimsenin de bir organizasyonun kriterlerini eleştirme hakkı yoktur. Ancak, restoranda servis edilen yemeğin asgari hijyen kurallarına uyup uymadığını kontrol etmekle mükellef kurumlar olduğu gibi, Ving Çun organizasyonlarının faaliyetlerini de kamu kurum ve kuruluşları denetleyebilirler. Bunun haricinde, her bir Ving Çun organizasyonu kendi kriterlerini kendisi belirler, bu kriterleri beğenen gelir bu organizasyonlardan eğitim hizmeti alır, beğenmeyen de gelmez. Ama beğenmeyenin yapabilecek olduğu tek şey “ben senden hizmet almıyorum” demektir, sen neden bunu şöyle öğretiyorsun veya neden 12 öğrenci derecen var da 10 öğrenci derecesi yapmıyorsun diyemez. Aynı şekilde, bu tekniği neden 6. derecede öğretiyorsun da 7. dereceyi beklemiyorsun diye sorgulayamaz. Son derece piyasa kurallarına uygun bir durum mevcuttur. Birisi bir hizmet sunmakta, bu hizmeti beğenenler satın almakta, beğenmeyenler satın almamaktadır. Eleştirilebilecek yanı yoktur. Bununla birlikte, her bir Ving Çun organizasyonunun işleyişi ve çalışma kriterleri son derece nettir, arada bazı farklılıklar olsa da olabildiğince şeffaf bir çalışma kriter yapısına sahiplerdir denilebilir. Kriterleri merak edilen bir organizasyon varsa doğrudan bu organizasyonla iletişime geçip, kriterleri öğrenilebilir.


- Diplomaların geçerliliği konusu da Ving Çun’u eleştirmek isteyenler için bulunmaz bir nimettir. Zannedilir ki bir federasyondan lisans alındığında herkes önünüzde diz çöker, temenna durur. Ama eğer lisansınız veya Dan’ınız yoksa hiç birşey ifade etmezsiniz. Bu anlayış, oldukça pörsümüş bir düşünce yapısı arzetmektedir. Evet, lisanslar veya Dan diplomaları ile kuşak diplomaları bir başarı ve ilgili branşta bir seviye göstergesidir. Ama sırf herhangi bir federasyondan lisansı olduğu için üstün insan sınıfına geçen kimse yoktur. Bu tip bir beklenti güncelden uzak olunduğunu çok net şekilde ortaya koyar. Ayrıca, bazı federasyonlardaki üst düzey yöneticilik makamında olan kişilerin dahi ne tip dalaverelerle diploma aldıkları yönündeki dedikodulara kulak asarsak, Ving Çun’un değil, bu tip federasyonların verdiği diplomaların geçerliliğini tartışmak daha yerinde olur.


- Bunun ötesinde, resmi olarak faaliyet gösteren herhangi bir özel eğitim şirketinden aldığınız bir diploma veya sertifikanın ne hükmü varsa, Ving Çun diplomalarının da aynı hükmü vardır. Örneğin bankacılık alanında özel bir eğitim şirketten eğitim almışsanız, bankacılık eğitimli personel arayan bir şirket veya banka için bir değer teşkil edersiniz ve bu banka için sertifikanızın bir anlamı vardır. Ama siz eğer bu sertifika ile bir kargo şirketine başvurursanız, sertifikanızın hiçbir geçerliliği yoktur, gereksiz ve boşa harcanmış para, emek ve zamandır. Bu bağlamda, herhangi bir eğitim şirketinin verdiği, örneğin bir proje yönetimi eğitimi diploması ne kadar geçerli ise, Ving Çun diploması da o kadar geçerlidir. Bir özel eğitim merkezinden aldığınız binicilik sertifikası veya yüzücülük diploması ne kadar geçerli ise, o kadar geçerlidir. Diplomanın geçerliliği kullanılmak istenen ortama göre değişir. Kısacası taş yerinde ağırdır, diplomayı nerede kullanmak istiyorsanız ona göre geçerlidir veya değildir. Bu noktadan hareketle, her bir Ving Çun organizasyonunun verdiği diploma bütün dünyada geçerli bir diplomadır.


- Ayrıca Ving Çun diplomalarının geçerliliği gerçek hayatta da sıklıkla denenmektedir. Bu tip gerçek hayatta karşılaşılan durumlar Ving Çun diplomalarının son derece geçerli olduğunu çok iyiortaya koymaktadır. Örneğin SiFu Salih AVCI’nın verdiği diplomaların Almanya’daki özel timlerce, asayişpolisince veya gümrük ve ceza infaz koruma görevlilerince her yıl binlerce kez denenmekte olduğunu çok iyi bilen birisiyim. Üstelik bu denemeler öyle aile içi veya mahale arası kavgalarda değil, en ciddi suçlulara karşı denenmektedir.


- Sözün özü, Ving Çun “şey” kelimesi ile ifade edilemeyecek kadar saygı duyulması gereken bir disiplindir. Olabildiğince resmidir ve resmi şekilde faaliyet gösterilmektedir. Diplomaları da bütün dünyada geçerlidir.


- Bir okuyucumun iki cümlesine ancak üç sayfa yazı ile cevap verebilirken, bu okuyucumuza camiamızı ilgilendiren bir konuyu dikkatime getirdiği ve ancak 3 sayfa ile cevap verilebilecek bir konuyu iki cümlede özetlediği için teşekkürü borç bilirim.

 
 
2022 © | Official Web Site of Sihing Hasan AKIN'ın Resmi Web Sitesi © 2009 AWTE.ORG