Sifu Hasan AKIN
“Savaş başladığında, zafer gecikecek olursa, savaşçılarınızın silahları körleşmeye, savaşma şevkleri kırılmaya başlar. Özellikle bir ana hedefi kuşattığınızda, gücünüzün hızla azalmaya başladığını görürsünüz.”
“Uzatmalı savaştan kazançla çıkmış bir ülke görülmemiştir.”
Sun TZU’nun yukarıdaki ifadelerinde de üzerinde durduğu gibi, eğer ki bir mücadele ya da savaş durumunda iseniz ki; kişiler arasında buna kavga veya dövüş diyelim: dövüşten biran önce kurtulmak gerekir. Yani bir tane ben vurayım, biraz dinleneyim saldırgan da vurma girişiminde bulunsun ki daha da artislik yapayım gibi bir anlayış Wing Tsun mantığına oldukça terstir. Sun TZU’nun felsefesi ve Avcı WT- Escrima felsefesi birbirleri ile birebir örtüşmektedir.
Wing Tsun’ un dört temel prensiplerinden birisi olan “saldırgan gerilerse takip et” prensibi de bunu en derinden ifade etmektedir. Zira, saldırganla mücadeleye başladıktan sonra verilecek her fasıla, saldırganın kendisini toparlamasına veya çevreden bulabilecek olduğu farklı silahlar ( taş olabilir, sopa olabilir ...) ile ilk saldırdığından daha da güçlü şekilde saldırmaya imkan verebilir. O nedenle mücadele başladığı andan itibaren saldırgan tamamen etkisiz hale getirilene kadar, saldırgana en ufak bir mola en ufak bir imkan tanınmadan devam edilir. Bir mücadeleden en az zararla çıkmanın en kolay yolu da zaten budur.
“Savaş Sanatı’ nın en pratik kavramı, düşman ülkesini tümüyle zarara uğratmadan ele geçirme fikridir. Yakıp yıkmanın kimseye faydası olmaz.Aynı şekilde, bir orduyu da tümüyle ele geçirmenin nimetleri sınırsızdır.”
“Bu nedenle, savaşların tümünde savaşarak zaptetmek en üstün başarı demek değildir. Üstün başarı düşmanın direncini savaşmadan kırmaktır.”
Si-Fu Salih AVCI, on yıldan daha uzun süredir SEK, GSG9 gibi Alman özel timlerini ve yeni bir proje ile de Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti polis teşkilatını eğitmektedir. Bu eğitimlerde en önemli husus; polisin, kendisinin zarar görmeden ancak suçluya da zarar vermeden işini en iyi şekilde yapmasıdır. Yani güvenlik görevlisi işini yaparken ne kendisi zarar görmelidir ne de suçluyu telef edercesine ufalayıp bırakmalıdır. Ya da günlük hayatta her hangi bir nedenden dolayı ( kriz, şok v.s.) etrafa saldırmaya başlayan, tekme tokat atan bir arkadaşımızı, akrabamızı veya kendi kompleksini tatmin etmek için saldıran kişiliği tamamlanmamış, psikolojisi bozuk insanı da ufalayarak kontrol altına almak zafer veya iş değildir. Yapılması gereken en iyi şey saldırıya geçeni etkisiz hale getirmektir. Etkisiz hale getirirken de ona zarar vermemektir. Bu husus, oldukça ehemmiyetli olduğu için Avcı WT- Escrima sisteminde eğitmen dereceye geçmeden önce, “yumuşak kontrol teknikleri” adı verilen, saldırgana zarar vermeden kontrol altına almayı öğreten teknikler sunulmakta ve her öğrencinin bunu çok iyi derecede başarabilecek seviyeye gelmesi sağlanmaktadır.
“Yenilmezlik savunma taktiklerine bağlıdır, düşmanı yenmek ise saldırıyı gerektirir.”
Avcı WT ve Escrima, temelde bir savunma sistemidir ve her bireye kendini en etkili şekilde savunmayı öğretir. Ancak savunma konsepti içinde ele alınan bazı prensipler, bu savunmayı daha da etkili hale getirmektedir. Bir kişi ard arda gelen birkaç saldırıyı kontrol edebilir ve bu saldırılar karşısında blok yapabilir ancak bu bloklar saldırganı caydırmak için yeterli olmayacaktır. Zira siz blok aldıkça, saldırgan tekrar saldıracak siz tekrar blok aldığınızda saldırgan daha da saldıracak ve her seferinde daha güçlü, daha şiddetli gelecektir. İki veya üç saldırı kontrol edilebilir, ancak süreç ve saldırı sayısı ilerledikçe konsantre bozulur, ve en ufak bir hata saldırıları blok edemez hale düşürebilir. Zaten bir saldırıyı blok edemedikten sonra diğerleri için de açık davet verilmiş sayılır ve bunların savunması daha da güç, hatta imkansızdır.
Bu nedenle Avcı WT- Escrima sisteminde şöyle bir ifade vardır. “En iyi savunma, saldırıdır.” Yani kendimizi savunmak için tekrar tekrar blok yerine direk saldırganın içine girerek, onun takip eden saldırılarını engellemiş olarak yenilmezlik sağlanmış olur. Bu noktadan itibaren saldırganı yenmemiz gerekiyorsa saldırıyı devam ettiririz. Böylelikle saldırı, hem savunma taktiği hem de zaten saldırının ta kendisi olur. Eğer aradığımız her kilidi açacak bir anahtar ise, saldırı hem savunma hem kazanma kilitlerini açan bir anahtar olur.
“Sadece yedi nota bulunmasına karşın bu yedi notanın karışımından pek çok melodi yaratılır.”
“Sadece beş ana renk ( mavi, sarı, kırmızı, beyaz ve siyah) olmasına rağmen bu beş rengin karışımı ile sınırsız renk üretilebilir.”
“Sadece dört tad ( acı, ekşi,tatlı, tuzlu) olmasına rağmen bu dört tadın karışımı ile sınırsız lezzet ortaya çıkar.”
Avcı WT ve Escrima sistemlerinde minimum sayıda teknik öğretilerek bu tekniklerin maksimum beceri ve etkide kullanılması öğretilmek istenmektedir. Si-Fu AVCI’ nın da dediği gibi “Biz bir saldırıyı yüz farklı şekilde karşılama değil, yüz saldırıyı tek bir şekilde karşılamaya yönelik teknikler öğretmekteyiz.” Yani teknik sayısının çok olması, pratikte kendini savunmak durumunda kalan insana pek bir fayda sağlamıyor. Asıl fayda sağlayan, uygulanabilen, ancak az sayıda olan tekniktir. Bu sayede, ne hangi teknikle cevap versem diye kafa karışır ne de tereddüde düşülür. Uygulanması gereken teknik en kısa zamanda en etkili şekilde uygulanabilir.
Bu husus için şu örnekler de verilebilir. Asfalt için ayrı, arazi için ayrı, su için ayrı, hava için ayrı araçlar değil mümkünse her yerde gidebilecek amfibi bir araç tercih edilmeli. Veya sırtımızda onbeş farklı silahın hamallığını yapmak yerine kullanabileceğimiz tek bir silah her zaman bize daha fazla hareket kaabiliyeti ve imkan tanır. İşte, Avcı WT ve Escrima sistemlerinde bu felsefe ile hareket edilmekte ve öğrencilere bu istikamette eğitim verilmektedir. Az sayıda tekniğin sonsuz ve kuralsız kombinasyonları sayesinde en ufak sıkıntıya girmeden, her türlü saldırı bertaraf edilir ve her saldırgana karşı en üst düzeyde avantaj sağlanır.