Yayın Tarihi : 06-01-2012
Bruce Lee'nin ülkesine dövüşü öğreten Türk
Salih Avcı, dünya özel polis birliklerine Wing Tsun dövüş sanatını öğreten adam olarak biliniyor. Özel harekatçıları nası
Onu, bir çok kez televizyonlarda yayınlanan savunma sanatları ile ilgili haberlerde izlemiştim. Sonra Rotahaber’i ziyaret etmesi yolundaki davetimizi kabul ettiğinde internetten hakkında yazılıp çizilenlere göz attım. En çok da onun katıldığı TV programlardan internet ortamına atılan videolara izledim.Meğer ne çok şey varmış Bruce Lee’nin varisi Salih Avcı hakkında. Avcı Wing Tsun-Escrima Organizasyonu (WTEO) Lideri ve Şef Çalıştırıcısı Sigung Salih AVCI, geçtiğimiz yılın son günlerinde Türkiye’de oldu. Türk Kung-fu'sunun yaratıcısı, hocaların hocası olarak anılan Avcı, 20 yılı aşkın bir süredir Alman SEK, GSG9, MEK, ZUZ gibi özel polis timlerinin şef çalıştırıcılığını yapıyor. Almanya - Kuzey Ren Westfalya Eyaleti Adalet Bakanlığının okulunda “Doçent” sıfatıyla ders veriyor. Silahsız taktik müdahale uygulamalarında geliştirdiği sisteme “Avcı Sistem” adını vermiş. Avcı Sistem, Ürdün, Hollanda, Belçika, Fransa, ABD, Rusya, Hindistan, Sudan, İtalya ve daha birçok ülkede resmi birimlere öğretiliyor. Sigung Salih AVCI, Almanya'da en etkin ve başarılı 50 Türk listesinde yer alıyor. Sigung AVCI, son yıllarda ülkemizdeki bazı kolluk kuvvetlerine de eğitici yetiştirmek için sık sık Türkiye’ye geliyor. 25 yıllık polis ve güvenlik birimleri tecrübesini, ülkemizdeki kolluk kuvvetlerine öğretiyor. - Dövüş sanatıyla ne zaman ve nerde tanıştınız? Tabii bunun bir de niçin dövüş sporunu seçtiniz bölümü var. - Dövüş sanatıyla çocukluğumda tanıştım. Uzun yıllar amatör olarak yaptım. 1997’de kendi organizasyonumu kurdum. - Bir dakika hemen profesyonelliğe geçtiniz. Ben önce bu sporla tanışmanızı öğrenmek istiyorum. - Almanya’ya 1971 yılında gittiğimde ilgilenme ihtiyacı hissettim. Aslında biraz öykünme ile oldu. Muhammet Ali ve Bruce Lee filmleri beni çok etkiledi. - Aslında hayatımızda vazgeçilmezler noktasına gelen birçok şey öykünme ile başlıyor. Mesleklerimizi bile bir öykünme ile seçiyoruz. - Aynen öyle. Sabanın erken saatlerinde kalkıp Muhammet Ali’nin maçlarını seyrederdim. Sonra Almanya’ya sırtımı döndüm. Anne babama, ‘Ben orada yaşamayacağım, Türkiye’de yaşayacağım’ dedim. Buraya geldiğimde maalesef istediğim ortamı pek bulamadım. 1979’da yeniden Almanya’ya ailemin yanına döndüm. O yıllarda Wing Tsun eğitimi her yerde yoktu. Boks, güreş, karate vardı ama Wing Tsun yoktu. - Wing Tsun’un diğer dövüş sanatlarından farkı ne? - Esas itibariyle bir savunma sanatı. Dövüş sanatları bir aile gibi. Estetikliği ve etkin kullanımı ilk sırada gelir sanırım. Ben evime ve aileme yeniden dönebilmek için, kendime zarar vermeden 5 mesafede kullanılan bir dövüş sanatı. - Ne demek 5 mesafe? Şöyle sıralayabilirim. - “Tünel bakışı” dediniz. Bu pek bilinen bir kavram değil sanırım. İnsanın kalp atışları hızlandığında, ya kaçışa ya saldırmaya yönelik bir tavır içinde olur. Düşünceleri bir konuya odaklanır. Kalp atışı 160-170’e gelince insanın görüş açısı bayağı daralır. Buna tünel bakışında bakış açımız daralır. - Bizim halkımızın “gözü kararmış” dediği şey galiba. - Evet evet. Gözünün odaklandığı konu dışında bir şeyi görmeme durumu. Buradaki yumruğu, aşağıdaki tekmeyi görmeyebilirsiniz. - Sohbetin başında siz hemen profesyonelliğe geçtiğiniz yıl olan 1997’den alıp dövüş sporuna başladığınız yıllara götürmüştük. Sizi şimdi bıraktığınız noktaya götürelim. -1993’te evlendim. 1997’de kendi organizasyonumu kurma mecburiyetinde kaldım. - Bir dakika. “Kendi organizasyonumu kurdum” deme yerine, “zorunda kaldım” dediniz. Niye bir zorunluluk? - 1992 yılında Özel Harekatçılara ders vermeye başlayınca Almanya’da var olan mesleki kıskançlıklar, doruk noktasına ulaştı. “Neden biz değil de Salih Avcı” gibilerinden. - Özel Harekatçılara dersleri Türkiye’de mi veriyordunuz Almanya’da mı? - Almanya’da. - Özel Harekatçılara Wing Tsun eğitiminin verilmesinin nedeni ne? - Ben 1980’de Wing Tsun’a başladım. 1984’de Aachen kentinde kendi grubumu kurdum. Bir binanın bodrum katı idi. Ama biz hızlı geliştik. Çok daha büyük bir yere geçtik. Oradan başka şehirlerde şubeler açtık. 1986’da resmi makamlara bildirip vergi numaramı aldım ve kurumsallaştırdım. Avrupa’da farklı organizasyonlar vardı. Benim organizasyonumun adı Wing Tsun WTEO Eskrima Organizasyonu. O dönemde ilk SİFU unvanını ben aldım. Şimdi 5 tane oldu. - Ben spor tabirlerinden epey yabancıyım. SİFU dediğiniz kavramı ben ilk kez duydum. Ne anlama geliyor? - “Olgun babalık” demek. Sadece ders değil, bu işi farklı boyutlarda yapabilir anlamına geliyor. Baba eğitmen, olgun hoca olarak eğitim verebilir demek. Ben 1989’da bu unvanı aldım. Bu çok erken bir yaşta verilen bir unvan idi. - Kaç yaşında idiniz o zaman? - Ben 1962 doğumluyum. ALMAN ÖZEL HAREKATINA DERS - Biraz önce kıskançlıktan söz ettiniz. - Bizim yaşadığımız kentte okullarımız arttı, öteki şehirlere taşmaya başladık. Almanya’nın muhtelif yerlerinde öğrencilerimiz okullar açıyordu. 1991 yılı sonunda Avrupa’da Özel Harekatçı eğitmenlerinin yılda bir yaptığı toplantıda benden bir gösteri sunumu yapmamı istediler. Burada elde edilen sonuç bizi Özel Harekatçılara ders verme noktasına taşıdı. Bu talep Almanya’nın en büyük eyaleti olan Kuzey Vestfalya’dan geldi bu teklif. Burası biliyorsunuz aynı zamanda en çok Türk’ün de yaşadığı eyalet. - Bu bahsettiğiniz Özel Harekat, Türk Özel Harekatı değil, Almanlarınkinden söz ediyoruz değil mi? Evet. Alman Özel Harekatı söz konusu olan. Bu başta normal Özel Harekatçılar idi. Sonra Alman gizli servisine ders vermeye kadar gitti. EMK diye biliniyor bunlar. Böylece 1997’nin ikinci ayında dünyada bazı uçak kaçırma olayları yaşandı. Kaçakçılık Şube ile çalışmalar yapıldı. Bizdeki Emniyet’e bağlı KOM gibi. - Siz Türkiye’deki tabirlere iyi vakıfsınız. Ben daha yabancı olacağınızı düşünmüştüm. Kıskançlığın sonucunu merak ediyorum. - Ben Türkiye’ye çok gelip gittim. Burada yoğun çalışmalarımız oldu. Bizim mesleki anlamda elde ettiğimiz göz kamaştırıcı başarılar, birilerini rahatsız etti. Bir de Avcı ailesi Almanya’da da çok geniş. “Bunlar devlet içinde devlet olacak. Türklere bu kadar şans vermeyelim” tarzında büyük hücumlar başladı. Yürütülen bu kampanyalar bir süre sonra etkili oldu. Bize büyük şehirlerde okul açma izni vermez oldular. Bizim vatandaşlarımızdan bazılarını da kullandılar. Gerekçe olarak bizim karşımıza açık-gizli çıkarılan şeyler, birincisi Türk olduğumuz, ikincisi ufak tefek olduğumuz idi. Binim boyum 1.80’in altında, kilom da 80’i bulmuyor. Dünyada bu sporu geliştiren büyük ustaların ne kadar ufak tefek olduğunu akıllarına getirmek istemediler sanırım. - Kıskançlıklar sizin önünüzü kesti mi? - Benim önümü bu şöyle kesti. Yeni okullar açmamıza engel oldular. Ama esas itibariyle beni daha çok kırbaçladı. Ben bu motivasyonu oradan çok, Almanların bize yıllardan beri var olan bakış açılarından yakaladım. Benim başörtülü annemi gördüklerinde ev vermemeleri beni kırbaçladı. Ne yaptım, ilk fırsatta evimi aldım. 1988’de ev sahibi oldum. 26 yaşında idim. İtilip kalkılan bir insan başarma hırsı ile büyür. - Avcı ailesinin genişliğinden söz ettiniz. Salih Avcı nereli? - Salih Avcı, aslen Rizeli. Ama Sakarya Karasu Akkum’da doğdu. Hala köyüme gider gelirim. - Organizasyonunuz Almanya sınırlarını taştı, komşu ülkelere Türkiye’ye ulaştı. Bu genişleme süreci nasıl oldu? - Almanya multi-kültürel bir devlet. Çok farklı ülkelerden insanlar yaşıyor. Afrika’dan Rusya’ya her yerden insan var. Benim organizasyonum da farklı ülkelerden ve milletlerden binlerce öğrenciye ulaştı. Bugün benim Afrika’da da Yunanistan’da okulum var. - Öğrencilerinize hangi aşamada okul açabilme izni veriyorsunuz? Ona izin mi diyorsunuz, lisans mı bilmiyorum. - Olgun bir baba aynı zamanda evladının ne zaman ne yapabileceğini bilen biridir. Bizde en az 5 sene ders görmeyen bir insan yönetici bile olamaz. Bu seviyedeki biri ancak okulda hocasına asistanlık yapabilir. Bazı öğrencilerimiz gelip, “Hocam ben yıllardır bu sporu yapıyorum” diyorlar. Onlara pilotların kıdeminin meslekte bulunduğu yılla ölçülmeyeceğini, uçuş saatleri ile ölçülebileceğini söylüyoruz. - Doğru. “Kaç yıllık pilot” diye sorulmuyor. Bir pilota, “Kaç saat uçtun?” diye soruluyor. - İki kişi düşün. Biri haftada iki gün birer saat gelip ders alıyor. Öteki her gün 8 saat çalışıyor. İkisi de 3 yıl devam etti diyelim. İkisinin gelişmesi aynı olabilir mi? - Türkiye’de neler yapıyorsunuz? - Ben şimdi yıllık veda seminerine geldim. Biz her yıl asistanlarımızla, öğretmenlerimizle bir araya gelip bir seminer için geldim. Dövüş sanatı sporlarında genelde dışa dönük, güce dayalı tarafları öne çıkarılır. Oysa bu sporlarda bir de içe dönük eğitim tarafı var. Bunlar çok öne çıkmıyor. Wing Tsun, insana içe dönük neler sağlıyor. Wing Tsun, dışardan yalın gözle baktığınızda çok estetik, akıcı, etkili, ya da bazen göze hiç hoş görünmeyen bir hareketler dizisi durumunda. Wing Tsun’un bizim egomuzu çok zorlayan bir bölümü var. Bu da 10’uncu öğrencilik derecesinden 11 ve 12’ye geçişler oluyor. - Ne var burada? Bu dereceler, Wing Tsun’u yapanların egosunu niçin zorluyor? - Bizde 12 öğrencilik, 12 de ustalık derecesi var. Burada Wing Tsun sporcusu birinin yapması gereken şey karşısındakine en az zarar vererek onu durdurmasını gerektiren öğretileri kapsar. - Karşısındakinin en şiddetli geldiği anda sizin onu korumacı bir tavır içine girme zorunluluğunuz en çok zorlanılan şey demek ola gerek. - Aslında burada biz sporcumuzun iç dünyasını da burada görüyoruz. İnsanın iradesi, felsefik yönü, hayata bakışı her şeyi ile burada belli oluyor. Düşünün karşınızdaki, size belki küfür ederek, hakaretler yağdırarak sizi devre dışı bırakmak istiyor. Siz kendinizi o kişiyi korumak zorunda buluyorsunuz. Bunun da üç bölümü var. Evimde ise onu nasıl dışarı çıkarırım. Dışarıda ise onu nasıl zarar veremez hale getirebilirim. En önemlisi de sonuç bölümü. Ben kendimi nasıl savunabilirim, ikincisi en az zarar vererek işin içinden nasıl çıkabilirim. Üçüncüsü de hiç kırmadan dökmeden karşımdakini nasıl sakinleştirebilirim. BRUCE LEE 4 YIL WİNG TSUN ÖĞRENDİ, BEN 30 YILIMI VERDİM - Dövüş sporlarına yönelenlerin hemen hepsine baktığımızda bir Bruce Lee hayranlığı vardır. Wing Tsun’a başladığınız yıllara dönersek Salih Avı’nın bundan etkilendiği oldu mu? - Bu sporların hemen hepsinin temelinde Bruce Lee’nin öğretileri vardır demek yanlış olmaz. Herkesin özel hayatında ne kadar eksiği varsa onu en iyi ailesi bilir. Bu geldiğimiz noktada, Bruce Lee’nin filmine baktığımızda ne kadarı gerçek, ne kadarı film hilesi en iyi biz biliriz. O 3,5 -4 sene Wing Tsun öğrendi. Biz 30 senemizi gece ve gündüzümüzü buna ayırdık. Bunca yıldır Wing Tsun benim hayatım. Ben üstelik film çevirmiyorum, yaşıyorum. - Siz bu alanda elde ettiğiniz birikimleri, usta-çırak ilişkisi içerisinde mi aktarmayı sürdüreceksiniz, yoksa bir kitaplaştırma çalışmanız olacak mı? - 5 Mayıs’ta 50 yaşımı bitireceğim. Şu anda farklı ülke ve bölgelerde 100’ün üzerinde okulumuz var. Önümüze baktığımızda bu sayının azalacağını değil, hızlanarak artacağını görüyorum. Ben bunun sağlıklı gelişmesini istiyorum. Ben Almanya’da yaşıyorum. Birileri bir kitap yazmışsa onlar muhakkak o konuda iki kitap yazmıştır. En önemli özellikleri de her şeyi normlaştırmaları. ALMAN EĞİTİM SİSTEMİNDE BİZİM ADIMIZ GEÇER - Salih Avcı ismi duyduğumuz kadarıyla Almanya’da çok popüler. En etkili 50 Türk’ten birisi. - Çok teşekkür ederim. Ama balık nasıl suyun içinde suda olduğunu bilmezse biz de o tarafına pek bakmıyoruz. Ben bir de 20 yıldır o kara kutunun içinde olduğum için dışarıyı çok fazla bilmiyorum. - “Kara kutu” dediğiniz ne? - Özel Harekat. Orası ayrı bir dünya. - Özel Harekatçılarla, sıradan insanlara öğrettikleriniz arasında bir fark var mı? Daha doğrusu temel hangi farklar var? - Kitap konusunu tamamlayayım önce. Kitap yazılacak. Almanya’da Heinemann Yayınevi benim biyografim üzerinde epey bir zamandır çalışıyor. 150 sayfalık bölümü hazır. Yalnız şöyle bir şey var. Ben aktif olarak devletin bir yerlerinde görev yapıyorum. Son dönemde ırkçı saldırılar ve tartışmalar çok sıcak. Onun için erken olup olmadığını kendi aramızda konuşuyoruz. Şöyle güzel bir tarafı var. Bir kitap haline getirilmedi ama 20 yıldan bu yana hangi dersleri verdiğimiz, bunların temelleri nedir, bu konularda çok iyi bir dokümantasyon var. Özel Harekata ne veriliyor, polise hangi eğitim veriliyor, gardiyana neler öğretiliyor, bunların hepsi elimizin altında. Özel Harekatın eğitim tüzüğünün içinde “Avcı Sistem”in ilkeleri ve ne eğitim verdikleri var. Yani eğitim tüzüğü bizim eğitimimizle şekillenmiş durumda. - Bir de arkadaşlarınızın giydiği tişörtlerde “Veni Vidi Avcı” yazıyor. Oysa biz bunu “Veni Vidi Vici” bilirdik. - Sezar’ın uzun süre kendinden haber alamayanların bilgi istemeleri üzerine “Ne olacak, geldim gördüm yendim” dediği meşhur sözün biraz değiştirilmiş şekli. Bildiğiniz gibi Almanca’da“ı” sesi yok. Bize “Avcı” demezler, “Avçi” derler. Böyle olunca “Veni Vidi Avçi” birbirlerini tamamlıyor. Bir de size Çin’den eğitim vermeniz için davet olduğu söyleniyor. Bu davet nasıl ve ne için yapıldı? Özel Harekatçılara yıllardır dersler veriyoruz. Bu eğitimlerine bazı bölümlerine dünyanın farklı ülkelerinden insanlar da katılıyor. Kuzey Vestfalya’nın Özel Harekat eğitim toplantısında izledikten bir süre sonra Çin’den bana davet geldi. 3 yıldızlı polis komutanlarına eğitim vermemiz istendi. Beni Çin’e davet ettiler. ÇİNLİLER ÖNCE DAVET ETTİ SONRA “BİR TÜRK’TEN Mİ” DEDİLER - Bu biraz tereciye tere satma durumu değil mi? - Aynen öyle. Ben daveti kabul ettim, gelirim dedim. Sonra belirlenen tarih yaklaşınca iptal edildi. Anladığımız kadarıyla bir Kung-fu ülkesine bir Türk’ün eğitim vermesi, kendi aralarında tartışma konusu olmuş. Çin olmadı ama Taç Mahal olayı olduktan sonra onların oluşturduğu Özel Harekat polislerine ilk ders verenlerden biri ben oldum. Sudan’a davet edildim, özel polis birliklerini eğittim. - Sudan’a gitme nasıl oldu? - Bizim oradaki Büyükelçiliğimiz aracılığıyla davet geldi. Biz farklı kanallardan duymuşlar. O kanalla geldiler. Ürdün özel harekat timi kuruluyor. Orada iki okulumuz var. Buradaki eğitimden haberleri olmuş. Bana ulaştılar, “Özel harekat timlerimizi siz eğitir misiniz” dediler. Bu görüşmeler sürüyor. Madagaskar açıklarında küçük bir ada ülkesinde de okulumuz var, ABD’de de. ABD’de rehine kurtarma konusunda eğitimler verdik kaç defa. Dünya üzerinde 100 bin kişiden daha fazlası Avcı Sistem’den farklı seviyelerde eğitim almış durumda. Artık her uçakta pilotların bile bilmediği güvenlik görevlileri var. Bunların çoğunun eğitimini biz verdik. Çünkü yakın dövüşü iyi bilmek konumundadır bunlar. KADINLARIN İLGİ DUYMA NEDENİ - Bu spor anladığım kadarıyla fiziki güce çok fazla ihtiyaç duymuyor. Teknik ağırlıklı sanıyorum. Çünkü videolara baktığımızda genç kızlar, erkeklere karşı çok başarılı sonuçlar aldıklarını görüyoruz. Kadınların ilgi duyması da bundan mıdır? - Wing Tsun, “güzel bahar” demek. Bir rahibenin yapmış olduğu savunma sanatı bu. Bu sporda güç iyidir, ama mutlak gerekli bir şey değil. Bu sporda bayanların olması, ya da altyapısı güçlü olmayan kişilerin de bulunması pratiklik, çabuk müdahale yapabilme, karşıdakinin gücünü kullanmak, dört prensipte, yol açıksa ileriye, kontak kurduysanız hisle, çünkü his gözden hızlıdır, görseniz de görmeseniz de dokunarak her şeyden hızlı algılarsınız. İnsan refleksi saniyede 120-130 metredir. Bu kısa mesafede çok hızlı algılama demektir. Bu sporu aslında en önemli kılan faktörlerden birisi, güce güç katmak değil, karşıdakinin gücünden yararlanma imkanı sağlaması. Güçlü bir kişiye karşı şansı insanın daha çok artar. O nedenle Wing Tsun’u sevenler çok oluyor.
|
İlk Haber | << Önceki | Sonraki >> | Son Haber |